Başıbozuk Sevdalar | Canan Tan











OZ bittikten 1 gün sonra falan başladım Başıbozuk Sevdalar'a. 1-2 yıl önce annem bir tatilde okumuştu ve çok etkilenmişti, bana da şiddetle okumamı tavsiye etmişti. Şansa kitap ismi kurasında çıktı ve ben de elim hiç gitmemesine rağmen aldım okumaya başladım, başladım da bırakamadım 1 günde bitti hemen. Elim hiç gitmiyordu çünkü Canan Tan yani, her kitabı ayrı dram kadının. Annem de çoğunu okumuştu ve her seferinde ağlaya ağlaya bitirdiğini görüyordum, öncesinde yine annemin tavsiyesiyle Piraye'ye başlamıştım da sonunu duyunca bırakmıştım, o yüzden Başıbozuk Sevdalar benim ilk Canan Tan kitabım oldu. 1 günde bitmesinden de anlaşıldığı gibi kitap çok akıcıydı, olaylar çok çabuk oluyordu ve sanırım bundan dolayı da acaba şimdi ne olacak düşüncesiyle insanın elinden bırakası gelmiyordu.

Canan Tan'ın kitaplarını merak edip okumak istiyorsanız Başıbozuk Sevdalar'la başlamanızı öneririm ancak kitabın kötü yönleri de vardı, birkaç kişinin yorumlarını da inceledim onlar da böyle düşünmüş ve Canan Tan'dan böyle bir kitap beklemediklerini sölyemişler, yani şunları göze alarak okumalısınız:
1.si olaylar dehşet hızlı gelişiyor, gerçekten dehşet hızlı. Ya da yazar bize zamanı iyi yansıtamamış çünkü mesela kız biriyle tanışsa 2-3 bölüm sonra evlenecek düzeye geliyor resmen. 2.si ise kitap yazarlığa yeni atılmış birinin acemi kitabı gibi yazılmış sanki, tam ifade edecek şeyi bulamadım ama okuyan biri yorumla düşüncesini söyleyerek yardımcı olur umarım. Ancak genel olarak  vakit geçirmek için okunmaya değecek bir kitaptı bence.

Kısaca konusu:

Şiir adında bir ana karakterimiz var, annesi ve babası ayrılıp onunla ilgilenmedikleri için bir nevi anne babasız Pamuk Annesiyle yani anneannesiyle büyümüş. Şiir'in aşktan yana seçimlerinden dolayı hiç yüzü gülmüyor ve kitap da 3 bölüme ayrılıp 3 başıbozuk sevda hikayesini anlatıyor. Kitap Şiir'in Fethiye Ölüdeniz'de turizm bölümünü okumasından dolayı staja gitmesiyle başlıyor ve ilk sevda hikayesi de orada başlıyor.

***SPOILER RİSKİ***


1. sevdası olan Ezel'le ilişkileri önü alınamaz bir şekilde hızlı gelişti ve bebeğini aldırmak zorunda bırakmasını Ezel'e hiç yakıştıramadım, hep aklımda acaba Mısra doğsaydı her şey nasıl gelişirdi düşüncesi vardı. Kitap boyunca da Ezel'in gelmesini bekledim, saçma sapan bir şekilde her şey için çok geçken, o kadar yaptıklarından, yaptırdıklarından, Şiir'in yaşadığı zor zamanlardan sonra gelmesi neye yarardı ki? 

2. sevdasını da Baran'la yaşadı. Bu sefer de acaba Emre'yi seçseydi nasıl olurdu diye düşünüp durdum. Ve Baran'la da ilişkileri çok hızlı gelişti.

3.ye hiçbir şey demek istemiyorum, Recep başlı başına bir hataydı. Recep'le hız olarak kıvamında gidiyordu aslında. Spoiler var bu bölümde evet ama onu okurkenki şoku da herkes yaşasa daha iyi olur bence.


***SPOILER RİSKİ GEÇTİ***

İşte böyle, Şiir'in hayatındaki yanlış seçimlerini ve çok fazla değer vermesini okuyoruz aslında. Şiir çok merhametli, iyi, hayatın ona kötü davrandığı ve yaşadığı kötü olayların hiçbirini hak etmeyen biriydi bence. 

Her bölüm başında yazan sözler, bölümlerin içinde geçen şarkılar da oldukça güzel ve bölümün konusuna cuk oturan başarılı seçimlerdi.


Çok kısaca ileride kendim hatırlayabileyim diye spoilerlı özet:

Şiir, Fethiye'ye staj için gidiyor. Orada Ezel'le tanışıyor, ilişkileri ilerliyor ve nişanlanıyorlar. Daha sonra Şiir, Ezel'den hamile kalıyor ancak Ezel bebeği istemiyor. Şiir de bebeği aldırıp, ölü halini evindeki saksısına gömüyor. Ezel Amerikan vatandaşlığı için Türkiye'den kaçıp orada formalite evlilik yapıyor. 
2. ilişkisi de arkadaşları sayesinde keşfettiği güzel bir lokantanın sahibi, kendisinden yaşlı. Baran onu boşanma aşamasındayım kötü bir evliliğim var diyor ancak geçirdiği kazadan dolayı ne kadar ilgi görse de gözü bunu görmüyor. Şiir bir aileyi bozamam diyerek aradan çekiliyor.
3.sü ise Recep. Recep kesinlikle hasta birisi,  teyze takıntısı var ve sarhoşken bir kızı öldürmüş aslında. Şiir'in amacı onunla arkadaş olmak olduğu için bir gün evine davet ediyor, Baran(ayrıca Recep, Baran'ın kuzeni gibi bir şeydi) Şiir'e bunun mantıklı olmadığını, telefonunu yanında bulundurmasını söylüyor. Recep'in alkol almaması gerekirken eve alkolle geliyor, daha sonra yemek faslı bitince Şiir ona Mısra'dan yani bebeğinden bahsediyor. Recep'in gözü dönüyor sen katilsin falan diyerek, Şiir bulduğu bir boşlukta hemen Baran'ı arıyor ama Recep çıldırmış bir şekilde saksıyı almış seni de öldüreceğim bebeğini de arkandan atacağım tarzı şeyler diyor. Tam atacak gibiyken Baran kapıyı kırarak Şiir'i kurtarıyor.
Bu olaylardan sonra da Ezel, Baran ve Recep Şiir'e geri dönmek istediklerini mesaj veya mektup yoluyla iletiyorlar ancak Şiir hiçbirini kabul etmiyor.










Yorumlar

Popüler Yayınlar